fabe

kırıktı camlar, diye başlar, hikayemiz anlatılır. seven, sevilen. gülen, yorulan. kavuşmak yok, anlaşılır..

hayaller kurarsın. belki bir dizi özeti gibi, içinde yaşamak istersin. bakmışsın karşında, onu anlatmışsın, en güzeli, ve bu hayale uyumak istersin..

ne yarın var. ne yarin var. demez ki gönül. hayalde olsa, küçük bir pencereden anlatıyor, İstanbul..

sen İstanbul, ben karma. gördüm seni, dedim kalbimi kırma. güz vaktiydi. çıktın karşıma. buldum seni, dedin gönlüme sorma..

sen İstanbul, ben karma. istediğini al, derdime varma. yaprak rüzgara yenilir sanma. çiçek olmaya gidiyor sonraki baharda..

sen yok musun? sen.. çok sevdiğim. hep güzel günlerin olsun, istersen uzaktan izlediğim. yağmur, güneşle buluşur. gök kuşağı görürüz. belki aynı renkte seninle buluşuruz.. seni görmek güzel. anlatamam nasıl?.. “bir fırtına tuttu bizi..”

uykularım kaçsın, en güzeline bir cümlem varsa. mektuplar biriktiririm, bir gün yare okunacaksa..