işte öyle bir şey

yaban ellerde kendimi bulamadım. uzak kaldım derdime, yari soramadım. güle gül demek, kalbimizin borcu. yol aşka gitmiyorsa, nereye gitsin yolcu?..

yağmura çağırsan, sağanak bulmaya gelirim. sevgimi sorarsan, konuşacak değilim. hal anlatır. dil susar. sen söyle. ben, ben de değilim..

son sözü söyleme, yüzümde tebessüm kalsın. belki yoksun, gelmeyeceksin. olsun. ümidim yarına kalsın..

Rüya içinde rüya uyanmak mümkün değil. kalbim koşuya çıkmış durdurmak mümkün değil. ne yana dönsem bitmiyor gece. biz söyler dinleriz aşk bu tek hece..

son mektuba başlar gibi kalem elde titriyor. güzel sevmeyince sözcükler yerine gitmiyor. anlamsız karalamalar içinde sayfa benden şikayetçi. bir gölge, bir gölge daha. üstünü karala. burada olmalıydı. gelmedi. iyi niyetçi..

savaş alanına doğru, peşimde biri var gibi, hızlı adımlarla korkarak girdim. sen benden habersiz. ben sana tutsak. hayaller kurarak, seni sevdim..

son sözü söylemiş gibi hava.. o zaman gerek yok bakmaya.. onu hatırlatacak bir an var aklımda.. her bir fotoğraf düşer aklıma..

ben senin yağmuruna şemsiye açtım der gibiydi. Son sözü söylemek için bir bakış attım der gibiydi..

anlattım anlamadın. gönül hiç susamadın. gerçekler gün yüzünde. gerçeği de yaşamadın..

seninle bıraktım son tebesümü. kalbimde yok artık teessürü. ne aynaya bakmak ister yorgun yüzümü görürüm. ne de gönlümü dinler hayallere dalarım..

dalgalar alır beni, hayalden öteye götürür. bazen kara olur gözleri, bazen de kalpten götürür..

görüldü say gönlüm. gökyüzünde Karadeniz. biraz durgun bugün. yorulmuşuz hepimiz..

Karadeniz’den dalgalıyım. ben kendimle kavgalıyım. bir iyi, bir kötü düşünceler. böyle böyle yanmalıyım..